Thukydides

ANTİK YUNANİSTAN’DA PELOPONEZ SAVAŞLARI (M.Ö. 431-404): THUKYDIDES’İN BİZE ÖĞRETTİKLERİ

Peloponez savaşları ile ilgili temel kaynak, Atinalı tarihçi Thukydides’in (M.Ö. 460-395) savaşın tarihini anlattığı sekiz kitaplık eseridir. Atina donanmasında komutanı olarak savaşta görev alan Thukydides, 424’te Spartalıların Amfipolis’i ele geçirmesini önlemeyi başaramayınca, Atina’ya dönüp kaderine razı olmaktansa sürgünde yaşamayı tercih etmiştir. Ardından savaş boyunca Yunan coğrafyasında dolaşarak savaşta yer alan önemli kişilerle görüşen Thukydides, Peloponez savaşlarının tarihini yazmaya başlamıştır.

Thukydides’ten öğrendiklerimiz ışığında savaşın ana nedeni, Yunanlılar ve Persliler arasındaki bir önceki büyük savaşın (490-478) ardından kurulan dengenin bozulmasına dayanır. Ege Denizi ve Yunan coğrafyasının hâkimiyeti için Pers İmparatorluğu’na karşı savaşan Yunan site devletlerinin çoğunluğu Atina önderliğinde Attik Delos Deniz Birliği’ni kurarak bir araya gelmişlerdir. Ancak Perslilerin yenilgiye uğratılmasının ardından Atina, bu birliği Ege Denizi ve Doğu Akdeniz’de ticaret yolları üzerinde hâkimiyetini sağlamak için kullanmaya başlamıştır. Attik Delos Birliği’nin sağladığı askeri güç ve refah düzeyi, Doğu Akdeniz’de bir süper güç haline gelen Atina’yı revizyonist bir politika izlemeye itmiştir. Atina hâkimiyet sahasını Sicilya, İtalya ve Yunanistan’ın kuzeyine doğru genişletmeyi amaçlıyordu. Bu durum diğer bir süper güç ve Peloponez (Mora Yarımadası) Birliği lideri Saparta’yı endişelendirmiştir. İki güç arasındaki gerilim, müttefikleri üzerinden giriştikleri güç mücadelelerine yansımıştır. Sparta’nın müttefiki Korint ve onun eski kolonisi Korkyra arasındaki çatışmada Atina Korkyra’yı desteklemiştir. Ardından Peloponez savaşının başlatan kıvılcım ise, 431’de Sparta’nın müteffiki Thebai’nin Atina yanlısı Platae’ye saldırması olmuştur.

Bu noktada Thukydides, modern tarihçilerin yaklaşımına benzer şekilde savaşın başlamasına etkili olan faktörleri daha geniş bir çerçevede inceleyerek, görünen sebep ile uzun dönem etkenlerini birbirinden ayırmaktadır. Ona göre savaşın başlamasının esas nedeni Thebai’nin saldırısı değil, Atina’nın artan gücünün ve genişleyen hâkimiyet sahasının Sparta’yı endişelendirmesidir. Bu durum karşısında Sparta’nın tek çaresi Atina’ya savaş açmak olmuştur ki bu açıdan savaş Thukydides’e göre meşrudur. Savaşta Peloponez birliği ve Makedonya’daki devletler Sparta’yı, Attik Delos Birliği’ne tabi Ege kıyılarındaki siteler ise Atina’yı desteklemiştir. Bu savaşı Yunanlı devletlerin zayıflatılması açısından bir fırsat olarak algılayan Persler de çıkarlarını Ege Denizi kıyılarında hâkim olan komşusu Atina imparatorluğuna karşı Sparta’yı desteklemekte görmüşlerdir.

Savaş kısa sürede birçok cepheye yayılırken, Atina’da başlayan veba salgını nüfusun üçte birinin kaybına ve büyük bir moral çöküntüsüne neden olmuştur. Ardından başarısız olan Sicilya kuşatmasında (415-412) Atina donanması büyük zayiat vermiştir. Deniz gücündeki kayıpların devam etmesi üzerine savunmasız kalan Atina devleti Sparta’ya teslim olmuştur. Sparta Atina’da Otuz Tiran yönetimini kurmuş, böylece sitede yaklaşık 85 yıldır hüküm süren demokrasi yıkılarak Sparta rejimine benzer oligarşik bir sistem yaratılmıştır. Ancak savaşı kaybeden Atina’nın, demokrasiyi yeniden kurmasının ardından uzun dönemde Sparta ile güç mücadelesinden galip çıktığı görülmüştür. Mitolojiye dönersek, kaba askeri güce dayanan Sparta genelde savaştan ve şiddetten beslenen tanrı olan Ares’le özdeşleştirilirken, Atina ise zekâ, strateji ve sanat tanrıçası olan Athena ile anılmaktadır. Efsanelere bakıldığında Ares, Athena’yla sık sık mücadeleye girse de hep mağlup ayrılmıştır.

Peloponez Savaşları günümüz dünyasında akademik açıdan ilgi çeken bir konu olmaya devam etmektedir. Bunun önemli bir sebebi realist kuramın öncüleri arasında sayılan Thukydides’in hikâyesi ile yakın tarihimizde yaşanan uluslararası çatışmalar arasında kurulabilecek bağlantıların olmasıdır. Peloponez savaşlarının yaşandığı coğrafya, çağının koşulları dikkate alındığında siyasi, ekonomik ve sosyo-kültürel açılardan bir bütünlüğü temsil etmektedir. Bu bakımdan savaş 20. yy küresel savaşlarına benzemektedir. Ayrıca bu alanda Atina imparatorluğu hegemonyasının karşılaştığı son, günümüzdeki yapısalcı realistlerin varsayımlarını doğrulamaktadır. Hegemonyaya doğru gidiş “karşı dengelemeye” yol açarak Atina’nın gücü karşısında tehdit algılayan Sparta, Makedonya’daki devletler ve Persler arasında bir ittifakın doğmasına neden olmuştur. Yine realist kuramla uyumlu olarak, savaş öncesinde güç dengesinin Atina lehine bozulması onu revizyonist politika izlemeye itmiştir. Güç dengesinin bozulması sonuçta bir savaşa yol açmış ve savaş sonunda yeni bir denge doğmuştur.

Diğer taraftan Thukydides’in anlatısı “Klasik Realizm”e ilham veren örnekler içerir. Atina’nın lideri Perikles’e göre onlar kendilerine bir imparatorluk bahşedildiğinde, onu kabul etmede ve ondan vazgeçmeyi reddetmede, olağanüstü veya “insan doğasına” aykırı bir şey yapmamışlardır. Aksine Atinalılar, başat insani güdüler olan: prestij, korku ve çıkar temelinde hareket etmekteydiler (Thucydides, 1. 76). Bununla beraber Atinalıların Melos’a saldırmadan önce aralarında geçen diyalog da önemlidir. Melosluların adaleti ve tanrıları gündeme getirerek Atina’yı caydırmaya çalışması karşısında, Atinalılar realizmin temel ilkesini ortaya koyan şu ünlü cümleyi kurar: “Güçlü olan gücünün yettiğini yapar, zayıf olan kabul etmek zorunda olduğunu kabul eder” (Thucydides, 5.89). Thukydides’in eseri siyasi gerçekçilik ve rasyonalite temelinde yazılması ve mitleştirmeden uzak durması bakımından önemlidir. Bu bakımdan Thukydides’in yaklaşımı, Truva Savaşı’nı konu alan İlyada Destanı’nda tanrıların rolünün sıkça vurgulayan ve efsanelere başvuran Homeros’tan oldukça farklıdır.

Özetle Thukydides ulaşabildiği kadarıyla bize Peloponez Savaşı’nın gerçek bir hikâyesini iletmeye çalışmıştır, kalan boşlukları kimi zaman kendisi doldurmak zorunda kalsa da… Ortaya koyduğu eserle gelecek yüzyıllarda tarih çalışmalarını etkileyen Thukydides, bugün de uluslararası ilişkiler literatüründe hâla alıntılanan bir yazar olmayı sürdürmektedir.

 Murat GÜNEYLİOĞLU

Galatasaray Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Doktora programı öğrencisi

Kırklareli Üniversitesi İ.İ.B.F.’de araştırma görevlisi 

Kaynakça

 

Kitaplar:

Cawkwell George, Thucydides and the Peloponnesian War, New York, Routledge, 1997.

Hammond N. G. L., A History of Greece to 322 B.C., 2nd ed., New York, Oxford Uni. Press, 1967.

Kagan Donald, The Peloponnesian War, New York, Viking, 2003.

Lazenby John F., The Peloponnesian War: A Military Study, New York, Routledge, 2004.

Powell Anton, Athens and Sparta: Constructing Greek Political and Social History from 478 B.C., London, Routledge, 1988.

Thucydides, The Peloponessian War, Translated by Martin Hammond, New York, Oxford Uni. Press, 2009.

Thukidides, Peloponnessos Savaşları, Çeviri: Furkan Akderin, İstanbul, Belge Yayınları, 2010.

Tritle Lawrence, The Peloponnesian War, Connecticut, Greenwood Press, 2004.

 

Makaleler:

Jansson Per, “Identity-defining Practices in Thucydides’ History of the Peloponnesian War,” European ournal of International Relations,  Vol. 3 No. 2, June 1997.

Rhodes P. J., “Thucydides on the Causes of the Peloponnesian War,” Hermes, 115. Bd., H. 2 (2nd Qtr., 1987).

İnternet Siteleri:

Boise State University, “Ancient History: The Peloponnesian War,” http://europeanhistory.boisestate.edu/westciv/peloponn/, (24.03.2013).

Britannica Online, “Peloponnesian War”, http://www.britannica.com/EBchecked/topic/449362/Peloponnesian-War, (24.03.2013).

Check Also

Savaş ve Sanat

Savaşın Sanata yansıması  Giriş İnsanlık tarihi boyunca sürekli var olan savaşlar bir taraftan yaşatmış oldukları …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Powered by themekiller.com