Ana Sayfa / SİYASAL ÇATIŞMA KÜLTÜRÜ VE KİMLİKLER / Savaş Tarih / Çin Kültüründe Savaş ve Strateji

Çin Kültüründe Savaş ve Strateji

Çin Kültüründe Savaş ve Strateji

“Savaşmaksızın başkalarının ordularını alt etmek, hünerlerin en iyisidir.”

Sun Tzu

Sun Tzu’nun öğretilerinin kendisinden yüzyıllar sonra yazılan felsefi eserlerden askeri strateji kitaplarına kadar uzanan geniş bir yelpazede yer almasını sağlayan temel yaklaşım, bizlere aynı zamanda Doğu ile Batıyı ayıran temel felsefi farklılığı da işaret etmektedir. Çin kültüründe savaşa ve dolayısıyla stratejiye bakıştaki farklılığı şekillendiren, gerek Konfüçyüsçü ve Taocu felsefe, gerekse Sun Tzu ile özdeşleşen ve ardıllarınca takip edilen pratiktir. Dolayısıyla çalışmada ilk olarak Konfüçyüs ve Tao’nun felsefi katkıları, ardından Sun Tzu üzerinden savaşa ve stratejiye yönelik temel önermeler ele alınacaktır.

İlk olarak Konfüçyüs’de görülen, erdemli olarak evren ile uyumunu bulmuş insan ‘idea’sı, daha sonra Tao ile geliştirilerek evren ile dengesini oluşturan erdemlerini bularak uyumu sağlamayı başaran insan ideasına dönüşecektir. Her ikisi de, evrensel anlamda olması gerekenleri belirleyerek, olması gerekenin kişinin kendi kültüründe nasıl uygulanacağının aranmasının, böylece dengenin nasıl bulunacağının aranmasının ‘yol’u ifade ettiği bir yaklaşım ile Çin kültürünü, dolayısıyla karar alıcılarını, askeri/yönetsel elitlerini etkilemişlerdir. Bu bağlamda Konfüçyüs’ün Değişim Kitabı’nda ifade ettiği “iyi insanlar benzeşirler ama faklıdırlar” cümlesindeki “iyi insanlar benzeşirler” bölümü evrensel erdemi, “ama farklıdırlar” bölümü ise bu erdeme giden farklı yolları anlamlandırmaktadır. Nitekim Konfüçyüs bunu, “İdeal insanlar evrenseldir ama klancı değildirler. Küçük kafalı insanlar evrensel değildir ama klancıdır.” şeklinde vurgulamıştır. Bu noktada savaşa yönelik olarak yapılacak olan en önemli gönderme evrensel iyiliğin bir klana (ya da bir devlete) mal edilemeyecek bir olgu olarak bütün evrene ait olduğu, dolayısıyla bütün evrene yayılması gerektiğidir. Bu yaklaşımın diğer yüzünde ise savaşın kısa ve uzun vadeli yıkıcılığından ötürü, ideal yasalara göre oluşturulmaya çalışılan düzenin korunmasının mümkün olmayacağı yaklaşımı olacaktır ki, bu da Çin kültürünü, mecbur kalınan savaşta en az maliyetle en çok verimin alınacağı bir stratejiye yönlendirecektir.

Bu noktadan hareketle Çin kültürünün savaşa olan yaklaşımını Batı kültürlerinden ayıran temel felsefi farklılığa da değinilebilir. Çin’de söz konusu felsefi yaklaşımın yayıldığı döneme paralel olarak Batıda görülen Antik Yunan uygarlığında, ‘iyi olanı’ korumanın temel aygıtı olan ‘polis(kent devleti)’ aygıtına gelecek her türlü tehdidin sertçe bertaraf edilmesi ‘vatandaşlığın’ temel ölçütlerinden birisi olmuş ve savaş gerek meşrulaştırma, gerekse ötekileştirmede önemli bir araç olagelmiştir. Oysa Çin kültüründe –Antik Yunanın aksine- savaş uzun vadede ideali kaybetmeye neden olacak bir olgudur ve son çare olarak başvurulması gereken, kaçınılması gereken bir araçtır:

 

“Bir öndere Tao yoluyla yardımcı olanlar dünyayı zorlamak için silah kullanmaya eğilimli değillerdir, çünkü bu gibi şeyler tersine dönmeye yatkındır-ordunun bulunduğu yerde dikenler biter, büyük savaşları kıtlık yılları izler. Silahlar uğursuz araçlardır ve aydınlanmışlara özgü değildir. Ortada onları kullanmaktan başka seçenek yoksa, dingin ve hırssız olmak, zaferi kutlamamak en iyisidir.”

Bu düşünme biçimi, Sun Tzu ile kuramsallaştırılacak olan ve diğer Çinli stratejistlerce de takip edilecek olan savaş yaklaşımının temelini oluşturacaktır. Buna göre, bir devlet adamının amacı toplumunda erdemli bir yaşayışı sağlamak ve bunun önündeki engelleri kaldırmak olduğundan, bu sürekliliği bölecek bir savaş-barış ayrımı söz konusu değildir. Bu bağlamda savaş, daha geniş anlamda yürütülen bir barış stratejisinin önündeki engelleri kaldırma stratejisidir ve politikanın bir alt aracıdır. Dolayısıyla, Sun Tzu’nun da vurguladığı üzere “savaşa sığınmak, barış sanatının iflasıdır.”  İşte bu nedenle savaş ve barış arası ayrım neredeyse yoktur, çünkü savaş demek uzun vadeli erdemli toplum ideasına ulaşmak anlamına gelen barış sanatının uzun vadede engellenmesi anlamına gelmektedir ve barışın önündeki engellere savaş dışı seçeneklerle çözüm aranmalıdır. Yüzyıllar sonra bu yaklaşım Batılı bir stratejist olan Liddell Hart tarafından farklı bir terminoloji ile açıklanacaktır:

 

“Bu sorumlu kişiler, ‘savaşı kazanmaktan’ ibaret olan yakın stratejik amacın ötesini görememişler; ayrıca askeri zaferin barışı da sağlayacağı varsayımına dayanarak sevinmişlerdir. Hâlbuki böyle bir varsayım, tarihten elde edilen genel görgü ile çelişki halindeydi. Alınan derslerin sonuncusu olarak şu sonuca ulaşmış bulunuyoruz: Askeri strateji, daha üst seviyede bulunan ‘yüksek stratejinin’ daha uzun dönemli ve daha geniş kapsamlı görüşüne göre yönetilmeye muhtaçtır.”

Batılı stratejistler, askeri zaferin politik amaçları sağlamayı sağlamayacağını ‘Pirus Zaferi’ gibi tecrübelerle öğrenmiş olsalar da, Sun Tzu’nun doktrinini takip eden Çinli stratejistler yöneticilere ilerleyen yüzyıllarda da benzer öğütlerde bulunmaya devam edeceklerdir. Huainan Ustalarının da belirteceği üzere,

 

“Kuvvet salt bir geniş toprak ve nüfus sorunu, zafer salt etkin silahlar sorunu, (…) değildir. Yaşayabilir bir örgüt oluşturabilenler küçük dahi olsa ayakta kalabilecek, ölüme mahkûm bir örgüt oluşturanlarsa, büyük dahi olsalar, yok olup gideceklerdir.”

Konfüçyüsçü ve Taocu felsefi yaklaşımlardan beslenen, Sun Tzu’cu doktrinle şekillenen savaş anlayışı Çin kültürü için erdemli toplumlarını koruyacak ve adaletli şekilde yönetilmesini sağlayacak düzenin sürdürülmesi, bunun önündeki en önemli engel olan savaşa girilmemesi, girilmek zorunda kalınmakta ise, en az zarar ve maliyetle – mümkünse savaşmaksızın- rakip ordu/orduları mağlup etmek yönünde şekillenmiştir. Bu anlayışın nasıl uygulanacağı, yani savaş stratejisi ise, Sun Tzu’nun ‘Savaş Sanatı’ adını vereceği bir yaklaşımla ele alınacaktır.

Çin kültüründe savaş stratejisinin dört aşamalı olduğu söylenebilir:

  1. Savaş çıkmadan önce düşmanın stratejisinin saptanması ve bu stratejinin çökertilmesi
  2. Karşı cephede yer alacak müttefiklerin bölünmesi
  3. Düşman orduya saldırılması
  4. Başkente, dolayısıyla düşmanın lideri, toplumu ve ‘can evine saldırılması’

Bununla birlikte söz konusu stratejide belirtilmesi gereken bir 0. Madde vardır ki, bu yukarıda değinilmiş olan, Taocu ‘yapmama anlayışı’ ile savaşmamaya dayanır. Sun Tzu’nun takipçilerinden olan ve kendisinden yaklaşık iki yüzyıl sonra yaşamış olan Zhuge Liang’ın da belirttiği üzere:

 

“Eski günlerde, iyi yönetenler silahlanmaz, iyi silahlananlar savaş hatları oluşturmaz, iyi savaş hatları oluşturanlar savaşmaz, iyi savaşanlar yenilmez, iyi yenilenler yıkıma uğramazdı.”

Yukarıda da belirtildiği üzere, savaştan kaçınma da, savaş stratejisinin öncül maddesi olarak düşünülmelidir.

Çin savaş stratejisinin ilk aşaması olan düşman stratejisinin öğrenilmesi ve bu stratejinin çökertilmesi, güç olgusunun günümüzde kazandığı anlamın öncül uygulamalarından birisi olarak anlamlıdır ve uzunca bir süre gücü ‘sert güç’ ile bir tutan anlayışa yüzyıllar öncesinden verilmiş bir cevaptır. Weber’in tanımıyla bir aktörün diğer bir aktörün direnmesine rağmen iradesini kabul ettirebilmesi olan güç, Çin kültüründe de benzer şekilde ele alınmış, savaş stratejisinin temel öğesi düşmanın iradesini istenilen yönde dönüştürebilmek üzerine kurulmuştur. Dolayısıyla düşmana savaşmadan da istenilen yaptırılabilir anlayışı ile düşmanın stratejisini öğrenip etkilemek temel amaçtır ve bu amacı sağlamanın temel aracı olarak savaş yerine istihbarat faaliyetleri öngörülmektedir.

Savaş stratejisinin ikinci aşaması ise müttefiklerin bölünmesi olarak kabul edilmektedir. Sun Tzu’nun ısrarla vurguladığı bu aşamanın önemi rasyonel olarak bulunabilirse de, eserin ortaya çıktığı dönemin Çin’de büyük bir iktidar mücadelesinin yaşandığı, müttefik klanların birbiri ile mücadele ettiği bir dönem olduğu düşünüldüğünde daha da anlamlıdır.

Üçüncü aşama olan orduya saldırı ise savaş sanatının yanında biliminin de en çok kullanıldığı aşamadır. Bu anlamda temel amaç asgari maliyetle azami kazancı en kısa sürede elde etmektir ve bunun sağlanması için düşmanın planlarının öğrenilmesi, dolayısıyla istihbarat en hayati konumu elde etmektedir. Yine istihbarat faktörlerinin etkisiyle düşmanın birliğinin bozulması, stratejinin elde edilmesi sonrasında düşmanın aldatılması ve ardından en etkin şekilde sonuç alınması stratejinin ayakları konumundadır.

Son olarak düşmanın bir daha hamle yapamayacak şekilde bozguna uğratılması amacıyla can evi olan başkentine girilmesi stratejinin son aşaması olarak görülmektedir.

Sonuç olarak Çin kültüründe savaş, barış sanatının hayati belirleyicilikteki bir alt maddesi olarak, kaçınılması gereken, kaçınılmaması durumunda belirli yöntemler göz önünde bulundurularak en kısa sürede, en az hasarla ve en fazla edinimle sonlandırılması gereken bir olgudur. Bu yaklaşım yüzyıllar boyu güncellenerek Çinli karar vericileri etkilemiş ve modernizme kadar kararlarına etkide bulunmuştur ve Doğu-Batı etkileşimini işaret eden sömürgecilik dönemine kadar hakim konumda kalmıştır.

 

Hasan Deniz Pekşen

Galatasaray Üniversitesi SBE Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı Doktora Öğrencisi

Okan Üniversitesi İİBF Uluslararası İlişkiler Bölümü Araştırma Görevlisi

Kaynakça

AKAD Mehmet Tanju, Strateji Üzerine, Kastaş Yayınları, 2003, İstanbul.

CLEARY Thomas, Konfüçyüs Düşüncesinin Temelleri, Anahtar Kitaplar Yayınevi, 2009, İstanbul.

HANDEL Michael, Savaşın Ustaları, Doruk Yayınları, 2004, Ankara.

HART Liddell, Strateji, Doruk Yayınları, 2003, Ankara.

LIU JeeLoo, An Introduction to Chinese Philosophy: From Ancient Philosophy to Chinese Buddhism, Wiley-Blackwell Publishing, 2006, New Jersey.

TZU Lao, Bilinmeyen Öğretiler, Kaknüs Yayınları, 1999, İstanbul.

TZU Sun, Savaş Sanatı, Anahtar Kitaplar Yayınevi, 2008, İstanbul.

Check Also

Savaş ve Sanat

Savaşın Sanata yansıması  Giriş İnsanlık tarihi boyunca sürekli var olan savaşlar bir taraftan yaşatmış oldukları …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Powered by themekiller.com